Ülkenin birinde kralın güzeller güzeli bir kızı varmış. Prenses çiçek ve bitkilerle uğraşmayı çok severmiş. Bu nedenle bir gün ormana gezintiye çıkmış. Çiçeklerin arasında gezinerek kendinden geçer bir hale gelmiş. Her çiçeği koklayarak ormanın içinde gezinmeye başlayan prenses, burada atmış olduğu her adımdan ayrı bir keyif alıyormuş.
Prenses, kendi halinde ormanın içinde gezinmeye devam ediyormuş. Derken çalılıkların arasından gelen bir çatırtı sesi duymuş. Çalıların arasında birisi geziniyormuş. O kişiye seslenen prenses herhangi bir karşılık alamamış. İçine büyük bir korku düşen prenses adımlarını saraya doğru atmaya başlamış. Prenses hızlı adımlarla ilerlemeye devam ettiği sırada zehirli bir ok koluna saplanmış ve prenses olduğu yere yığılıp kalmış.
Ormana avlanmak üzere çıkan diğer ülkenin prensi ortak bu alanda prensesi yerde baygın bir halde yatarken görmüş. Hızlı adımlarla ona doğru ilerlemiş. Prensesin yanına varmış. Prensesin vurulduğunu fark etmiş. Hemen koluna saplanan oku çıkarmak istemiş. Fakat okun zehirli olduğunu görünce zehirli oka dokunmak istememiş.
Prens, baygın halde olan prensesi hemen babasının sarayına götürmüş. Saraya vardığında hemen prensesi zehirli oktan kurtarmak için harekete geçmiş. Hemen bitkisel bir karışım hazırlayarak okun girdiği noktaya bu karışımı dökmüş. Bir müddet sonra ok kendiliğinden düşmeye başlamış. Zehirli ok düştükten sonra, prens hemen prensesin yarasına pansuman yapıp kolunu sarmış.
Prenses, belli bir süre daha baygın kalmış. Prens, bitkisel karışımlarına devam etmiş ve prensesin kolunu düzenli bir şekilde temizleyerek sarmaya özen göstermiş. Aradan günler geçmiş. Günler haftaları kovalamış. Zehirli okun etkisini atlatan prenses, eskisinde kaldığı zehirden kurtularak her geçen gün daha iyi bir hale geliyormuş. Bunu gören prens ise heyecandan yerinde duramıyormuş.
Aradan günler geçmiş. Prenses, yavaş yavaş kendisine gelmeye başlamış. Kendisine gelen prenses gözlerini açmış ve karşısında ilk olarak kendisini kurtaran prensi görmüş. Prensi görüp heyecanlanan prenses, kendisini kurtardığı için prense teşekkür emiş ve prensin kalbi yerinden çıkacak gibi olmuş. Saraydaki işi biten prens için gitme vakti yaklaşmış. Fakat prens, gitmek istemiyormuş. Bunu hisseden prenses ona hislerinin açıklayarak onun yanında kalmasını sağlamış.