Bir varmış…Bir yokmuş. Her gece yatmadan önce hayal kuran küçük geyik ormanda kendini sıkışıp kalmış hissediyormuş. Arık büyüdüğünü ve yaşadığı ormandan çıkıp başka ormanlara gitmeyi istediğini fark ettiğinden beri ormanda hapis gibiymiş. Annesine artık büyüdüğünü ve buradan gitmek istediğini defalara söylemiş. Hayallerinin peşinden gitmek istiyor ama kimse küçük geyiğe yardım etmiyormuş.
Soğuk bir kış günü, ormanda henüz çıt çıkmazken geyik ormandan kaçmak amacıyla yola çıkmış. Koşa koşa ormandan uzaklaşıp nereye gideceğini bilemez bir halde ilerlemeye başlamış. Yol ayrımına geldiğinde nereye gitmesi gerektiğini bilmiyormuş. Yolun sağına geçerek ıssız bir köyün yolunu tutmuş. Köye vardığında birkaç ev ve küçük bir hayvanat bahçesi görmüş.
Önce evlerin önüne gidip kendisini fark etmelerini sağlamış. Herkes geyiğin nereden ve ne amaçla geldiğini sormuşlar. Geyik hayallerini gerçekleştirmek adına yaşadıkları ormandan kaçtığını söylemiş herkese. Bütün köy ve hayvanat bahçesindeki hayvanlar kendisinin evine dönmesi gerektiğini eve dönmezse annesinin onu çok merak edeceğini anlatmış. Geyik oraya gitmemeye kararlıymış. Bilge bir geyik hangi ormandan ve hangi geyik sürüsünden olduğunu öğrendiğinde yavru geyiğin ailesini tanıyor olduğunu fark etmiş.
Önce buraya gelip hayallerinin nasıl gerçekleştirebileceğini sormuş geyiğe. O da burada birkaç gün kalıp dünya çapında tanınan bir ressam olmak istediğini söylemiş. Geyiğin çok güzel resimleri varmış. Rengarenk boyalarla harika resimler yapıyormuş. Hayallerinin peşinden koşmak hedefiyle dünyaca ünlü ressam geyikle tanışmak istiyormuş. Dünyaca ünlü ressam amazon ormanlarında yaşıyormuş. Bir an önce ona gidip resimlerini göstermeliymiş.
Bilge geyik hayallerin peşinden koşmanın ne kadar önemli olduğunu anlatmış tüm içtenliğiyle. Hayal kurmak ve bunun peşinden koşmak sonunda onlara ulaşmak kadar güzelmiş. Bunları yaparken annesi terk etmemek gerektiğini de sözlerine eklemiş.
Bilge geyik, yavru geyiğin dedesinin arkadaşıymış. Bu nedenle onu annesine götürmek zorunda olduğunu belirtmiş. Yavru geyik önce buna itiraz etse de o da annesini çok özlemiş. Bilge geyikle birlikte yola düşmüş. Ormana vardıklarında annesini ağlarken bulmuş.
Yavrusunu gören anne sevinçle geyiğe sarılmış. Bilge geyiği de uzun zaman sonra gördüğüne çok memnun olmuş. Yavru geyik bir daha hayallerini gerçekleştirmek için asla annesinin yanından ayrılmamış. Resimlerini kendi ormanında sergileyip mutlu mesut bir hayat yaşamış.